Aralık 7, 2006
Kasım 8, 2006
Eylül 7, 2006
Eylül 1, 2006
MASAL
Bir masaldı bu! Sen anlatırdın…
Miş’li geçmiş zamanlardan yokluğa uzanan
Dinle derdin:
Ateşi,yağmuru,güneşi dinle
Kekik kokulu dağlarda
Bir çoban kavalında saklı
Eski bir türkünün yakarışını
Alev alev bir yüreğin yanışını dinle…….
Sen anlatırdın…
Yanmış bir türkünün ezgisinde
Diyar diyar dolaşan aşkları
Oysa
Yalınayak sevdalarım gezinirdi düşlerinde
Bilmezdin……..
Düşlerin vardı
Asırlar öncesinden uykularıma süzülen
Ve gözlerin…
Her mevsim yeniden yeşeren
Kim bilir şimdi neresindesin zamanın
Hangi yüzyılın masalında saklısın
Belki bin bir geceli Şehrazat’sın
Belki Babil’in asma bahçelerinde
Çocukluğumun ellerinden tutmaktasın
Bir masaldı bu!
Hep sen anlattın…
Çocuktum…..inandım….
kaptan67
Ağustos 10, 2006
Ağustos 9, 2006
SAHİPSİZ MELODRAM
Zaman…Anlayamadım aramızdaki kavgayı…
Ben mi senin içinde kayboluyorum,yoksa sen mi içimde bir gizsin?..
Kayıp düşler ülkesinde bir damla olabilmekti hayal…
Şimdi bir tatlı şarkı oluverdin dilimde….
Şu serseri yürek hem esaretten korkar hem de delicesine arar
Eyvah diyor geceler…
Yansımalar,yanılgılar yazgılar..
İçi geçmiş sözcüklere vurulmuş aşklarsa zamanın sana biçtiği …
EYVAH…
Şimdi gitmek lazım buralardan
Gül kokusuna hasret arınmış topraklara
Bir ömrü bin ömre üfleyip….
Lakin
Ayrımındayım ömrüm!
Hüsnü mutlakın derdinde ruhum, bedenim
Eyvah diyor..
Hüzünler rast makamına eriverdi
Üçyüzaltmışbes gün ve altı saate sığamıyor ömrümden eksilttiğim yıllar.
Anla ki hepsi suretlere bürünmüş sonlu birer melodram.
Bir garip ıslık gitmek zamanı diyor…
Bırak;
Zaman prosedür olsun takvim yapraklarında….
ZAMANSIZ
Temmuz 17, 2006
BEYAZ GÖMLEĞİMİN YAKASINDA KİRDİ AŞK
ateşi ancak gözyaşları ıslatır
ama yine de gülmeyi dene/sen
aynalara yansımayan yüzümle
posta güvercinlerini salıverdim bu şehre
ben siyahın celladıyım, mavinin kaçkını
Züleyha´dan payıma kalan
beyaz gömleğimin yakasında kirdi aşk.
ağır hayallerle
bir arap atının sırtından yuvarlandım geceye
kapıma dayanır raydan çıkmış ölüm ilanları
duygu zindanlarında
intiharına şahit oldum bir kelebeğin
sadece iki mevsim yaşarmış insan
biri kış diğeri de aşk.
kısa ömrümün son demimde ilk arzum
baba olmaktı
fakat beklemeyi öğretemedim güneşe
uçurtma uçuran çocuğun sevincini
hala yaşayamadım
gülün dikenine değdi elim
griye aldandım
sırdaş oldum uzun beklemelere
hayallerim nasır tuttu
yeşiller kangren
en zifiri gecede bile kirpiklerimle demlediğim aşk.
vurgunun mürekkebi kurumaz hiçbir zaman
intizar soluklu vuslatlar nerede
sabırlarım zulme uğradı
hin ağrılara düştüm
ve beni şimdi “sigaya çeken Molla Kasım” değil
bakire bir fahişe!
aşkı hecelere bölsem elleri üşür mevsimlerin
ferman tanımayan aşkın hayal bekçisiyim
ne zaman kapasam gözlerimi
penceremde zamansız aşk!